68 Kuşağı’nın önemli önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam edilişlerinin 48’inci yıldönümünde Ankara, Mersin, İstanbul ve İzmir’de anıldı.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilişlerinin 48’inci yıl dönümlerinde Ankara, Mersin, İstanbul ve İzmir’de anıldı.

İstanbul: Emperyalizme karşı Denizler’in izinde, umut sosyalizmde

İstanbul’da gençlik örgütleri Dolmabahçe Sarayı’na yakın bir noktada açıklama yaptı. Açıklamayı gençler adına Nazlıcan Yöyler, okudu: 

“Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 6 Mayıs 72’de devlet eliyle katledilen 3 devrimci, 3 yoldaşımızdı. 68 öğrenci hareketi tüm dünyada özgürlük, isyan ve devrim ateşi yayılırken Anadolu’da kendini Mahirlerle, Sinanlarla, Denizlerle, İbolarla kampüslere, sokaklara, dağlara taşıdı.

“Öğrenci gençlik öncülüğünde hareketlenen sokak eylemlilikleri, toplumsal harekete yön vererek devrim ve sosyalizm yolunda örgütlenmeye, rotasını kampüslerin dışına çevirdi. 68 öğrenci hareketi işgaller, boykotlar ve eylemliliklerle geçiyorken, Deniz Gezmiş ve yoldaşları Amerikan 6. Filoyu denize dökecek, Filistin kamplarında enternasyonel ruh ile emperyalizme ve siyonizme karşı savaşacaktı. Düzen içi siyasetten yaşadıkları devrimci kopuşla, anti-emperyalist mücadeleleriyle bu topraklarda devrimin mayasını şekillendirecekti. Deniz’le, Mahir’le, İbo’yla aldığımız bu maya tutacak!

 “Kapitalist-emperyalist sistem yağma, rant ve talan politikalarını yerli işbirlikçileri eli ile bugün şiddetini devrimcilere, halklara yöneltmektedir.  Ellerinde kalanı korumak ile alakalı olan iktidar artık bu ülkeyi yönetememektedir. Yaşadığı ekonomik ve siyasi krizden Suriye ve Kürdistan’da uyguladığı savaş politikalarıyla çıkmaya çalışmakta, baskı ve şiddetle yaşadığı krizi atlatmaya çalışmaktadır. Koronavirüs salgını gerekçe gösterilerek mafya liderleri serbest bırakılırken avukatlara, gazeteciler, halkın seçtiği milletvekilleri ve yetmiş bin öğrenci hala tutukludur.

“Zenginler lüks evlerinde kendilerini izole ederken, milyonlarca işçi işyerlerinde patronların karları için çalışmaya devam etmektedir. Tarih sınıf savaşımları tarihidir. Ve bugün burjuvazinin devleti kendi sınıf çıkarları doğrultusunda örgütleniyor, siyasal ve ekonomik krizlerden baskı ve şiddetle kurtulmaya çalışıyor; ama çabaları nafiledir. Nasıl ki Denizler bu topraklara anti-emperyalist mücadeleyi kazıdılarsa, Amerikan 6. Filo’sunun döküldüğü denizde bugünün kan emicileri de yerlerini bizlerin mücadelesiyle bulacaktır.

 “Dünya’da pandemi seviyesine yükselen korona virüs salgınıyla birlikte ekonomik ve siyasal kriz giderek derinleşiyor. Devlet bir yandan abdest ve kolonya tavsiye ederek emekçi halka “başınızın çaresine bakın” diyor, öbür taraftan patronları kurtarmak için otelleri, fabrikaları açma hesapları yapıyor. Emekçi halkın sağlığını korumak, patronlara ve siyasal iktidara karşı da mücadele etmeyi gerektiriyor.  Nasıl ki 68 gençliği Zap Suyu’na inşa ettikleri Dev-Genç köprüsüyle, üretici köylü mitinglerine, büyük işçi mücadelelerine verdikleri destekle emekçi halkın her daim yanında oldularsa, biz de 68 devrimci gençlik hareketinin bıraktığı bu devrimci mirasa sahip çıkıyor, bugün dayanışma ağlarında, sokaklarda, bulunduğumuz her alanda emekçi halkın sağlığı ve geleceği için mücadele etmeyi kendimize görev biliyoruz.

“Dünya artık eskisi gibi yönetilemiyor. Zenginler evlerinde otururken sağlık emekçileri canlarına pahasına korona virüsle mücadele ediyor, milyonlarca işçi dünyayı döndürmeye devam ediyor. İktidar salgını fırsata çevirdiği infaz yasasından, salgınla mücadele bahanesiyle ranta açılan alanlardan, turizm sektörünü kurtarmak için değiştirilen sınav ve akademik dönem tarihlerinden, göstermelik sokağa çıkma yasakları ilan edip işçiler çalışsın diye özel izin çıkartan kar hırsından anlıyoruz.

“İşçi sınıfının bittiğini, tarihin sonunun geldiğini anlatanlara bu dünyayı var edenlerin emekçiler olduğu gerçeği olanca açıklığıyla çarpmıştır. Kapitalizm çürümüştür, devrim insanlığın dirilişidir. Ve bu devrim Denizlerin yolunda sosyalizm bayrağını ellerine alan bizlerle gerçekleşecek. Dünyayı var edenlerin ya açlık ya salgın ikilemine sıkıştırıldığı, çarkların dönmesi için işçi sınıfına nasıl da muhtaç olduklarının şiddetle ortaya çıktığı bugünlerde, sosyalizmin ekmek ve su kadar ihtiyaçtır. Tacizin, tecavüzün, açlığın, yoksulluğun, sefaletin üzerinde yükselen bu sistem bize ne vaat edebilir? Üniversitelere atanan rektörleriyle, soytarı güvenlik-polis şefleriyle bu sistem daha ne kadar ayakta kalabilir? İnsan onuruna ve yaşamına yaraşır bir hayat ancak sosyalizm ile var olacaktır.

“Devrim hiç olmadığı kadar yakınlaşıyor. Kapitalist sistem emekçi halka salgından, ekolojik krizden, doğa ve emek sömürüsünden, ekonomik krizden, emperyalist savaşlardan başka bir şey ifade etmiyor. Ancak devrimi görmek, eşit ve özgür bir yaşamı yani sosyalizmi inşa etmek için mücadeleye atılmak gerekiyor.

“Devrimci öğrenciler, gençler olarak Denizlerin bizlere bıraktığı devrimci mirası devralıyoruz, bayrağımızın rengini ölümsüzleşen her yoldaşımızla daha da kızıllaştırıyoruz. Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in yolunda, onların ruhuyla devrim ve sosyalizm mücadelemizi büyütüyor, herkesi devrim ve sosyalizm saflarında örgütlenmeye ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoru.” 

Açıklamanın ardından Marmara Denizi’ne karanfil bırakıldı.

Ankara: Denizlere sözümüz devrim olacak

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı Ankara’da Karşıyaka Mezarlığında anmak  isteyen gençlik örgütleri ve polis arasında zaman zaman gerginlik çıktı. Anmaya, Deniz Gezmiş’in kuzeni Mustafa Gezmiş ile Hakların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki, Kemal Bülbül, EMEK Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ve siyasi parti temsilcileri katıldı.  

Polis, Karşıyaka Mezarlığı 2 Nol’u kapı önünde bir araya gelen gençlerin toplu şekilde, pankart, flama ve Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın fotoğraflarını mezarlığa girmesine izin vermedi, mezarlığa sadece çiçek alınmasına izin verdi.

Polis, mezarlığa flama soktukları gerekçesiyle Devrimci Gençlik Birliği, Devrimci Gençlik Derneği, Dev-Güç Gençlik Komiteleri, HDK Gençlik Meclisleri, Kaldıraç Üniversite, SGDF, Öğrenci İnisiyatifi, Yeni Demokrat Gençlik ve Devrimci Lise Birliği üyesi gençlere müdahale ettti. Kısa süreli yaşanan müdahalede gazetecilerin çekim yapması engellenirken, Sait Boztaş ve Yücel Yavuz isimli gençler gözaltına alındı. 

Polisin müdahalesini protesto eden gençler, “Denizlere sözümüz devrim olacak” sloganı atarak, mezarlara karanfil bıraktı. Polis, gençlerin mezar başında açıklama yapmasına da izin vermedi. 

İzmir: Faşizme karşı kavgadayız

İzmir’de bulunan gençlik örgütleri, ölüm yıldönümlerinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı Gündoğdu Meydanı’nda andı. 

“Faşizme karşı kavgadayız” pankartının açıldığı eylemde saygı duruşu yapıldı.

Ardından gençlik örgütleri adına açıklama yapan Meryem Yıldırım, “Onlar türkülerimizin dinmeyen isyan ezgileri, onlar tarihe adlarını kazıyanlardı” dedi, Denizlerin, 6 Mayıs ’72’de devlet tarafından katledildiğini hatırlattı. 

Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının, emperyalizmin uzantılarına karşı Amerikan 6. Filosunu denize döktüğünü hatırlatan Yıldırım, Filistin kamplarında enternasyonal ruh ile emperyalizme ve faşizme karşı savaştıklarını, düzen içi siyasetten gerçekleştirdikleri devrimci kopuşla, anti-emperyalist mücadeleleriyle bu topraklarda devrimci mücadelenin temellerini şekillendirdiklerini söyledi. 

Salgın koşullarında devletin ezilen emekçilere yönelik politikalarına dikkat çeken Yıldırım, “İktidarın salgını fırsata çevirme gayesin infaz yasasından, salgınla mücadele bahanesiyle ranta açılan alanlardan, turizm sektörünü kurtarmak için değiştirilen sınav ve akademik dönem tarihlerinden, göstermelik sokağa çıkma yasakları ilan edip işçiler çalışsın diye özel izin çıkartan kar hırsından anlıyoruz” dedi.

Yıldırım, şöyle devam etti: “Halk sağlığının korunabileceği, bu sömürü düzeninin sürdürülmesi gibi bir seçenek bizim için kalmamıştır. Bizim için gençliğin içine sürüklenmeye çalışıldığı geleceksizlik kuşatmasına karşı mücadelenin esas dinamiğini meşru talepler etrafında yükselen emekçi isyanlarıyla buluşmak oluyor. Nasıl ki ’68 gençliği Zap Suyu’na inşa ettikleri Dev-Genç köprüsüyle, üretici köylü mitinglerine, büyük işçi mücadelelerine verdikleri destekle emekçi halkın her daim yanında oldularsa, biz de ’68 devrimci gençlik hareketinin bıraktığı bu devrimci mirasa sahip çıkıyor, bugün dayanışma ağlarında, sokaklarda, bulunduğumuz her alanda emekçi halkın sağlığı ve geleceği için mücadele etmeyi kendimize görev biliyoruz.”

Gençlik olarak Denizlerin bıraktığı devrimci mirası devraldıklarını vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in yolunda, onların mücadele ruhuyla devrim ve sosyalizm mücadelemizi büyütüyor, gençliği örgütlenmeye ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”

Gençlik örgütleri açıklamanın ardından Denizlerin anısına, denize karanfil attı.

Mersin: Yaşamını yitirmiş tüm devrimcileri saygıyla anıyoruz

Mersin 68’liler Derneği, Türkiye’de devrimci hareketin en önemli isimleri arasında yer alan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı idam edilmelerinin 47’inci yılında andı.

Mersin 68’liler derneği anmadan sonra bir basın metni yayınladı.

Basın metninde şu ifadeler yer aldı:

“Üç fidanın özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesinde boyun eğmez duruşları ve direnişleri “SÜMÜRÜSÜZ BİR DÜNYA İÇİN VERDİKLERİ MÜCADELE” “YAŞASIN TÜRK VE KÜRT HALKLARININ KARDEŞLİĞİ” haykırışları hiç ama hiç unutulmadı.

Üç fidanın yiğit ruhu ve devrimci direniş mirası, halkların mücadelesinde her gün daha da büyüdü. 6 Mayıs bizler için baskıya, sömürüye ve zulme karşı öfkenin tazelendiği bir gün oldu.

Her yıl görkemli etkinliklere anılan, ancak dünyayı sarsan, aynı zamanda ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle bu kes 6 Mayıs’ta milyonlarla kol-kola değiliz. Ama onlar her zaman milyonların yüreğindedir.

68 kuşağın yiğit önderleri, Denizlerin, Mahirleri, İbrahim Kaypakkayaların şahsında, dünyada ve ülkemizde sömürüye ve baskıya boyun eğmeyerek, yaşamını yitirmiş tüm devrimcileri saygıyla anıyoruz.

İzmir demokrasi güçleri üç fidanı andı

İZMİR’de, Emek ve Demokrasi Güçleri, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı, idam edilmelerinin 48’nci yıl dönümünde andı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri anmadan sonra bir basın metni yayınladı.

Basın metninde şu ifadeler yer aldı:

İktidar pandemi koşullarını fırsat bilerek ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını emperyalisteler peşkeş çekiyor. Yayılmacı emellerle, emperyalistlerle iş birliği içinde Suriye’de askeri operasyonları sürdürüyor. Kapitalizmin beşiği ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkeler uyguladığı sömürü politikalarından dolayı salgın salgın beşiği haline gelmiş durumda. Bu ülkeler askeri, politik ve ekonomik anlaşmaları için Türkiye halklarını ölüme sürükleniyor. Denizlerin “tam bağımsız Türkiye “ şiarı en acil mücadele görevlerinden biri oluşturuyor.

Denizler hiçbir koşul altında mücadele kararlılığını kaybetmediler. Özlem duydukları gelecek için örgütlü olma bilinciyle hareket ettiler. Cesaretleri, azimleri ve kararlılıkları sürüklenmeye  çalışıldığımız  karanlıktan kurtuluşumuza ışık tutuyor. Denizleri anmak, umutsuzluğa kapılmadan, hiçbir koşula baş eğmeden kendi istek ve özlemlerimize sahip çıkmaktan geçiyor. Tüm Türkiye halklarını kendi geleceğimiz için Denizlerin mücadelesini sahiplenmeye, örgütlü birlikteliğimizi güçlendirmeye çağırıyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın tam bağımsızlık mücadelemiz!