AKP/Saray iktidarı, içinden geçtiğimiz süreçte, tüm muhaliflerine yönelttiği şiddetle kazandığı seçim sonrası başkanlık adı altında kurmaya çalıştığı tek adam diktatörlüğü hedefiyle giderek daha da saldırganlaşıyor, pervasızlaşıyor. İktidarlarının ve sermayenin çıkarlarına uygun politikalarını hayata geçirebilmek ve koltuklarını koruyabilmek için karşılarında duran tüm güçleri, politikalarına karşı çıkan tüm kesimleri susturabilmek için elinden geleni yapmaktan çekinmiyor. Demokrasi isteyen, savaş politikalarına ve gerici-faşist gidişata karşı ses çıkaran öğrenciler, akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor susturulmaya çalışılıyor. Toplumsal muhalefet tümüyle abluka altına alınarak Hitler’i aratmayacak uygulamalarla yok edilmeye, ölümler ve katliamlar sıradanlaştırılmaya çalışılarak ellerindeki tüm imkanları işine ne yarıyorsa kullanarak kendilerine karşı olan herkesi hizaya çekmeye çabalıyorlar. Darbe girişiminin ardından bunu fırsata çevirmeye kalkan saray cuntası, gerçekleştirdiği karşı-darbe ve ilan ettiği OHAL rejimiyle demokrasi güçlerinin üzerine karabasan gibi çökmeyi amaçlıyor.
İktidara geldiklerinde YÖK’ü kaldırmayı vadedenler, iktidarları süresince YÖK’ü daha da yetkinleştirdiler. Üniversiteleri denetim altına almak için 12 Eylül cuntasının gardiyanlığını yapan YÖK, aynı göreve AKP/Saray iktidarı ile hız kesmeden devam ediyor. İktidarın tüm istekleri YÖK tarafından hızla hayata geçirilerek üniversiteler bilim üretmek dışında her işi yapan kurumlar haline getiriliyor. Parasız, bilimsel, demokratik, laik, anadilde eğitim hakkımız yok sayılıyor, kazanılmış haklarımıza sürekli el uzatılıyor, hakları için mücadele eden öğrenciler soruşturmalarla, disiplin cezalarıyla, yetmedi tutuklamalarla sindirilmeye çalışılıyor. Üniversiteler birer karakol haline getirilerek akademiyi tahakküm altına almayı amaçlıyorlar. Kampüslerin kapıları bizzat iktidar eliyle cihatçı-faşist örgütlenmelere açılıyor, destekleniyor; üniversite yönetimi, çeteler ve polis işbirliğiyle öğrenci muhafeletine karşı ablukayı genişletiyorlar. Basın açıklamasının, afişin, bildiri dağıtmanın, ses çıkarmanın karşılığı polis copu, biber gazı, daha fazla soruşturma. Üniversitelerimizi adeta tel örgülerle çevirerek kendilerince risksiz hale getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Son girişimlerle birlikte darbeye karşı mücadele adı altında Barış için Akademisyenler’in de fırsattan istifade ihraç edilmesi iktidarın hedeflerini açıkça ortaya koyuyor.
Çünkü, ODTÜ Direnişi’nde, Gezi Direnişi’nde ve nice mücadelelerde neler yapabileceğimizi, ülkenin dört bir yanında savaş nidaları yükselirken Barış için Akademisyenler’in verdiği sesle üniversitenin biat etmeyeceğini, üniversitelilerin kolay kolay teslim alınamayacağını onlar da biz de gördük! Kurmaya çalıştıkları rejime giden yolda üniversitelere bu derece saldırmalarının, susturmaya çalıştırmalarının sebebi, ne yaparlarsa yapsınlar üniversitelerde her zaman yürekli bir çıkışın, cüretli bir direnişin potansiyeli olduğunu bilmelerindendir.
Öğrenci İnisiyatifi, üniversitelerimizdeki bu kuşatmaya karşı bu bilinç ve cüreti kuşanarak yola çıkıyor.
Öğrenci İnisiyatifi Kimdir?
Öğrenci İnisiyatifi tüm üniversitelilerin parasız, bilimsel, demokratik, laik, anadilde eğitim hakkı ve akademik, demokratik, ekonomik çıkarları için mücadele eden üniversitelilerin yanyana gelerek oluşturdukları öğrenci örgütlenmesidir. Bizler, ülkenin ve üniversitelerimizin içinden geçtiği bu süreçte tüm üniversitelilerin haklarını ve taleplerini savunmak, üniversitelerin karanlığa hapsedilmesine, bilimin ve akademinin tahakküm altına alınmasına karşı mücadele eden üniversitelileriz.
Ülkenin dört bir yanından, onlarca üniversiteden yanyana gelen üniversiteliler olarak Türkiye’de ve Dünya’da demokratik üniversite mücadelesinin tüm tarihsel birikimlerini sahiplenerek, sürekli daha da genişlemeyi, kendisini aşan örgütlenmelerin örgütleyicisi olmayı, üniversitenin tüm özneleriyle sürekli olarak yanyana gelmeyi, lokal ve merkezi bütün mücadele deneyimlerini birbirine bakıştırarak öğrenci hareketinin yeniden yükselişe geçmesi ve mücadeleci bir anlayışla yeni bir atılım gerçekleştirebilmesi için çalışmayı sorumluluk olarak görüyoruz. Sermaye sürekli olarak çıkarlarına uygun bir dönüşümü gerçekleştirebilmek adına üniversitelerin en küçük birimlerine kadar sızarak yeni çelişkilerle kendisini yeniden örgütlerken, bu çelişkilerin karşısında üniversitenin her köşesine nüfuz ederek, üniversitenin tüm birimlerinde temsil kanallarını zorlayarak öğrencilerin söz ve karar hakkını savunacak, aynı zamanda üniversitelerin tüm bileşenleriyle birlikte öğrencilerden öğretim görevlilerine kadar geniş bir bileşimi yanyana getirebilecek bir özörgütün inşası hedefiyle mücadele edeceğiz. Açık, meşru, demokratik, fiili ve kitlesel bütün mücadele zeminlerinde en önde yerimizi alarak üniversitenin sesini alanlarla taşımayı önümüze koyuyoruz.
Bizler birbirimize yabancı değiliz. Birbirimizi günlerce sınırlı imkanlarla, sadece dayanışmamıza ve düşlerimize güvenerek meydanları zapt ettiğimiz Gezi Direnişi’nden tanıyoruz. İsyanın sıcak günlerinde onurumuzla omuz omuza direndiğimiz sokaklardan tanıyoruz. Bizler aynı sorunları, aynı dertleri, aynı düşleri paylaşan üniversiteliler olarak haklarımızı kazanmanın tek yolunun örgütlenmek ve mücadele etmek olduğunu biliyoruz.
Bizi birbirimize yabancılaştıranlar, birlikte kol kola mücadele etmemizi engellemeye çalışanlar onlardır. Bizleri tek başımıza bırakmaya, yaşadığımız alanların tüm sorunlarına ilgisiz, güçsüz ve inançsız bireyler olarak yaşamaya zorlayanlar onlardır. Biz bu misyonu kabul etmeyeceğiz. Gücümüzün farkındayız. Üniversiteler hiçbir zaman sermayenin, iktidarın piyasacı, baskıcı dönüşüm polikalarına boyun eğmemiştir, eğmeyecektir! Şimdi kampüslerde, fakültelerde, yurtlarda, amfilerde, yemekhanede aynı sorunları paylaşan üniversiteliler olarak inisiyatifi ele alma zamanıdır!
Öğrenci İnisiyatifi olarak;
Üniversitelerimizden ve sokaklardan ayrılmayacağız! Üniversitelerimizin iktidar eliyle birer karakola dönüştürülmesine, öğrencilerin ve akademisyenlerin üzerindeki tüm baskılara, iktidarın savaş ve sermaye yanlısı faşizan politikalarına, YÖK’e, bilimi sermayenin tekeline sokmaya çalışan neoliberal taarruza, cinsiyetçi ve homofobik anlayışlara, cihatçı-faşist çetelere ve işbirlikçisi yönetimlere, emperyalist savaşlara, ırkçılığa, savaş çığırtkanlığına, hırsızlığa, talana, soyguna ve tüm otoriter politikalara karşı direneceğiz! Demokratik bir ülke, demokratik bir üniversite için; kampüslerden sokaklara bulunduğumuz her yerde mücadeleyi büyüteceğiz! Geleceğimize sahip çıkacağız! Demokratik, laik, barış içinde bir ülke için eşitliği, adaleti ve özgürlüğü beraber savunmak için tüm üniversitelilere sesleniyoruz!
Öğrenci İnisiyatifi, tüm üniversitelileri örgütlenmeye, mücadeleye ve üniversitelilerin gücünü göstermeye çağırıyor! Birleştiğimizde neler olabileceğini bizden daha iyi biliyorlar!
Çünkü bizim düşlerimiz, onların kabuslarıdır. Şimdi harekete geçmenin, başkaldırmanın ve değiştirmenin tam zamanıdır!
Biliyoruz ve kararlıyız! Yapabiliriz, yapacağız!