“Gün geçtikçe krizi daha yakından hissettiğimiz AKP hükümetinde bu bunalım öğrencileri de vuruyor. Gelecek kaygısı ve mezun olduktan sonra 20-25 bin TL borç ile hayata başlamak bir kâbus olarak önümüze çıkıyor.”
Zafer Taşkın*
Ekonomik kriz sokaktan başlar
Kapitalizmin bunalımı olan kriz ilk önce işçi sınıfını vuruyor. Kriz sonucu ile işsizlik oranının arttığı Türkiye’de, yaşam standartları ve yoksulluk sınırı yükselirken bu krizden payını alan varoşlar bugünü kurtarma üzerine yaşamlarını kuruyor. Kuramayanlar ise bugünlerini sonlandırıyor. Geçtiğimiz günlerde Hatay’da ”çocuklarım aç, iş istiyorum” diye kendini yakan yurttaşımız, atanamadı diye intihar eden öğretmenlerimiz ve adını sayamadığımız hatta unutup gittiğimiz birçok işsiz yurttaşımız krizin karanlığını bizlere yansıtıyor.
Gün geçtikce krizi daha yakından hissettiğimiz AKP hükümetinde bu bunalım öğrencileri de vuruyor. Gelecek kaygısı ve mezun olduktan sonra 20-25 bin TL borç ile hayata başlamak bir kabus olarak önümüze çıkıyor.
Futbol takımlarını ve şirketleri kurtarmak ile meşgul olan iktidar, “KYK borçları silinsin” isyanlarına kulak vermiyor,vermek istemiyor dahası ödenemeyen borç faize biniyor. Umut futbol takımlarında değil gençliktedir!
Öğrenciler aldıkları çok düşük KYK burs/kredileri ile yaşamlarını sürdürmeye itiliyorlar. Aldıkları KYK burs/kredinin yarısından fazlası KYK yurtlarında barınma ücretlerine gidiyor (o da çıkarsa) geriye kalan para ile 1 ay boyunca geçinmeleri bekleniyor. Ekstra gelir kazanmak için işe girdiklerinde sağlıksız, güvencesiz, sömürüyü iliklerine kadar yaşadıkları uzun mesaiye düşük ücret alıyorlar ve bunu da sigortasız bir şekilde devam ettirmek zorunda kalıyorlar. Sigortalı bir işte çalışıyorsanız eğer KYK burs/yurt imkanlarınıza son veriliyor yani ya KYK’yı seçip çok düşük bir gelir ile yaşamınızı sürdürmeye çalışacaksınız ya da ekstra iş hayatını seçip KYK’dan bir tokat yiyeceksiniz.
Kriz kampüse kadar girdi.
Art arda gelen yemekhane zamları, ulaşım zamları, kitaplara gelen zamlar öğrencileri bir umutsuzluk bunalımına sürüklüyor. Aile bireylerinden ayrı bir hayat süren üniversiteli gençler öğrenimlerini yarıda bırakıp kendi şehirlerine dönüyorlar. Türkiye’de geçmiş yıllara göre öğrenimi bırakma yüzdeleri artıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verdiği verilere göre son 5 yılda 1 milyon 115 bin 530 öğrenci kayıt yaptırdığı üniversitelerinden kaydını ya sildirdi ya da dondurdu.
Resmi verilere göre, 2013-2014 eğitim öğretim döneminde 135 bin öğrenci üniversite öğrenimini yarıda bırakırken, bu sayı 2014-2015 döneminde 161 bine, 2015-2016’da 197 bine, 2016-2017 döneminde de 212 bine çıktı.
Geçtiğimiz günlerde geçim sıkıntısı ve işsizlik nedenleriyle kendi yaşamına son veren Sibel Ünli, üniversitelerdeki krizin en büyük göstergesidir. Devletin sahip çıkmadığı üniversiteli gençler geçim sıkıntısından yaşamlarına son veriyorlar ve bu durum iktidarı rahatsız etmiyor. Bir şeyleri değiştirmek gibi bir niyetleri yok!
Peki dönüp soruyoruz o zaman; gençlik olmazsa ne yapabilirsiniz?
*GAÜN Öğrenci İnisiyatifi