2020 çoğumuzun birbiriyle mesafesinin arttığı, çoğumuzun da kendisiyle mesafesinin azaldığı bir yıl oldu, oluyor. Öte yandan küresel kapitalizmin dünyanın bütün ülkelerinde yarattığı ekonomik ve sosyal mağduriyet, bu sistemin sürdürülemez kâr hırsını ve tahrip etme kapasitesini bir kez daha gözler önüne seriyor. Dünya ekonomik, ekolojik, sosyal ve siyasal alanlarda devasa küresel sorunlar yaşıyor. Ötekileştirilenlerin, sistemin dışına itilenlerin sayısı giderek artıyor. Artış gösteren bir diğer konu ise şiddet!
Patrona karşı birleşip, virüse karşı dağıldığımız, pandemi sürecinde, Kadınlar ve LGBTİ+’ lar bu süreçten en olumsuz etkilenenler oldu. Çeşitli STK ve STÖ’lerin verilerine göre boşanma davaları ve erkek şiddetinin pandemi sürecinde artış gösterdiği tespit edildi. Kadınları ve LGBTİ+’ ları yönetmenin en iyi ve en kapsamlı yolu olan aile kurumu şiddetin en çok işlendiği kurum oldu.
Başka bir deyişle sistematik bir şekilde şiddet mağduru olan, hayatın her alanında ayrımcılığa maruz kalan, bakire olmanın kutsandığı, regl olmanın utançlık olduğu, hasta ve aklı kısa ilan edilen kadınlara ve LGBTİ+’lara karantina hep vardı. Patriyarkal sistem, heteroseksizm, maskülenist zihniyet, kendi karantinasını oluşturmuş, kadınları ve LGBTİ+’ları hayattan ve çağdan izole bir yaşama mahkum etmişti. Hiçte yabancısı olmadığımız bir süreçteyiz.
Evlere dağıldığımız bu günler de, aile kurumun da; kadınların genellikle toplumun atamış olduğu rolleri pratiğe dökmesi, ev temizliği, yemek üretimi, çocuk bakımı, çamaşırları yıkama ve ütüleme gibi ev işlerini yapması beklenirken en büyük eşitsizliği doğururken, ailesi ile bir arada kalmak zorunda kalan LGBTİ+’lar ise cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimleri, davranışları sık sık sorgulandı. Bununla beraber Aile kurumunu yöneten erkek tarafından, kadınların ve LGBTİ+’ların fikir ifade özgürlüğü gasp ederken aile içi şiddet, cinsel şiddet, fiziksel şiddetin ve türlü türlü tacizlerin, tecavüzlerin de artış gösterdiği tespit edildi. Fatma Çakan, Ceylan Yıldırım, Hülya Özlen, Ceylan Polat pandemi sürecinde aile kurumunu yöneten erkek tarafından öldürülen sadece bir kaç isim. Yasaları etkin bir şekilde uygulandığında kadınların yaşadığını görüyoruz. 6284 nolu kanun Fatma, Ceylan, Hülya için neden uygulanmadığının da hesabını soruyoruz.
Pandemi sürecinde diyanet işleri başkanı Ali Erbaş’ın açıklamaları ise Türkiyeli LGBTİ+’ ları hedef alıp, güvenliksiz alanlar oluştururken, LGBTİ+’ları günah keçisi ilan etti. Ali Erbaş’ ın Cuma hutbesi adı altında konuşmasında ; “Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, Eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın islamî literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim” dedi. Ali Erbaş’a soruyoruz “Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim.” Ne demek? Bu çağrıya hiçte yabancı değiliz. Bu çağrı bizlere Maraş’ı, Sivas’ı, Dersim’i hatırlattı. HIV ile yaşayan insanları, nikahsız ve kendi rızaları doğrultusunda bir arada yaşayan yurttaşları hedef tahtası haline getirmek yerine, sizleri bizim onurlu mücadelemize biz davet ediyoruz.
Ali Erbaş’ın açıklaması sonrası twitter’da bol bol “Utanmadan bunu mu savunuyorsunuz?” soruları LGBTİ+’lara soruldu. İnsan haklarını savunduğumuz, anayasal haklarımızı ve eşit yurttaşlığı talep ettiğimiz bir alanda utanılacak bir eylem içinde bulunmadığımızı hatırlatacağız. Namus uğruna öldürdüğünüz Ahmet Yıldız’ ları, Özge Can Aslan gibi yakarak katlettiğiniz Hande Kader’leri, intihara sürüklediğiniz Eylül Cansın ları, LGBTİ+ örgütleri olarak hep hatırlatacağız. Yorulmadan, yılmadan, utanmadan hep hatırlatacağız. Kadınları ve LGBTİ+’ları ikinci sınıfa attığınız, her defasında şiddet mağduru ettiğiniz, türlü türlü damgalama ve ayrımcılığı yeniden ürettiğiniz için, yaşam alanımız gasp ettiğiniz ve bizleri bu denli güçte mağdur ettiğiniz için siz utanacaksınız. Bir kez daha söylüyoruz; LGBTİ+ hakları insan haklarıdır!
ZeugMADİ LGBTİ+