“Yürüdüğünüz sokakta, alışveriş yaptığınız çarşıda, gittiğiniz hastanede, çalıştığınız ofiste, okuduğunuz okulda hep var olacağız. Alışın, çünkü biz hiçbir yere gitmiyoruz!”

Antep ZeugMADİ LGBTİ+

Bir tarafta insanlığın elinde var etme olanakları, diğer tarafta yine insanlığın yok etme kapasitesi;

Bir tarafta üretilen zenginlik ve refah, diğer tarafta yaratılan yoksulluk ve ekolojik yıkım;

Bir tarafta sahip olduğumuz küresel katılımcılık olanakları, diğer tarafta yükselen dışlama duvarı, demokrasi eksikliği ve yasaklar…

Modern toplumun sözde insan odaklı yapısı, konu LGBTİ+’lar olduğunda, odağı başka yönlere kaydırarak LGBTİ+’ların insan oldukları gerçeğini gölgede bırakmaya çalışıyor. Bu akıl almaz tutumu tüm karanlığa rağmen, 

LGBTİ+ örgütleri olarak, örgütlendiğimiz günden bu yana hatırlatmaya devam ediyoruz: “LGBTİ+ hakları insan haklarıdır.”

Muhatap olduğumuz mevcut yasalar, halen, LGBTİ+’ları tanımlamamakta, yok saymaktadır. LGBTİ+’ların barışcıl ifade ve toplanma özgürlüğünü, çeşitli nedenler gerekçe gösterilerek yasaklamaya çalışmaktadır. İktidarın bu tutumu, tüm topluma sirayet ederek tüm LGBTİ+’ları şiddete, nefrete, ayrımcılığa ve öteki olmakla karşı karşıya bırakmaktadır. LGBTİ+’ların anayasal olarak tanınmaması, LGBTİ+’ları sağlıksız, güvenliksiz ve güvencesiz alanlarda kendilerini var etmeye zorlamaktadır. Bu durum LGBTİ+’ların en temel insan haklarına erişimini engellemekte ve LGBTİ+’ların muhattap olmak zorunda kaldığı tüm haller, insan haklarına aykırı koşulların oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

Ankara’da, Antalya’da, İstanbul’da, Mersin’de, ODTÜ’de ve İzmir’de özgürce bir araya gelmemize engel olmak isteyen; genel ahlaka aykırı oluşumuzdan tutun da saldırı tehditlerine kadar, dünyanın en gerici gerekçeleriyle sesimizi kısmaya çalışan ve LGBTİ+’ların Türkiye için bir tehdit olduğunu ilan etmeye kalkan iktidarın ne yapmaya çalıştığının farkındayız: Siz, LGBTİ+’ları tıpkı Ermenilere, Kürtlere, Alevilere, Süryanilere yaptığınız gibi düşmanlaştırarak, faşist düşüncelerinizi legalleştirmeye ve iktidarınızı güçlendirmeye çalışıyorsunuz. Fakat varoluşumuz engellenemez, mücadelemiz durdurulamaz. Çünkü bizler haklıyız! Ve bu haklılıkla sadece sloganlarla eşitlik istemiyor adaleti kendi ellerimizle yaratmak için sokakları terk etmiyoruz.

Öte yandan Türkiye’nin mevcut siyasi atmosferine baktığımızda, iktidarın bu tavrını tesadüfi bulmuyoruz. Kadın cinayetlerinin her yıl arttığı, ensar vakfındaki seri çocuk tecavüzlerinin, “bir kerecik” bir şey olarak geçiştirildiği ve Galatasaray-Beşiktaş derbisinde “#KızKardeşinizeTecavüzEtmeyeGeliyoruz #AnanızıSikmeyeGeliyoruz” mottosu ile günlerce Twitter’da ilk üç sırada kaldığı bir alanda, LGBTİ+’lar; akademide toplumsal cinsiyet eşitliği ve LGBTİ+ çalışmalarını tartışması, cinsellik ve cinsiyet rollerini sorgulaması ve en temelde bir araya gelmesi dahi, genel ahlaka aykırı bulunuyorsa, bunun tek bir açıklaması vardır: şüphesiz iktidar kendine bir sapık aramaktadır. O sapık hiçbir ırkçılığı içinde barındırmayan, LGBTİ+ bayrağı altında toplananlar olmayacak. 

Yasaklar ve tehditlerinizle bizleri ne kadar yıldırmaya ve utandırmaya çalışsanız da, kendi ‘günahlarınızı’ örtmek için onurlu ve adil bir yaşam mücadelesi verenleri ahlaksız ve terörist ilan etmek sizin geleceğiniz ise tek başımıza dahi kalsak susmamak, durmamak, itaat etmemek de bizim geleneğimiz.

Yürüdüğünüz sokakta, alışveriş yaptığınız çarşıda, gittiğiniz hastanede, çalıştığınız ofiste, okuduğunuz okulda hep var olacağız. Alışın, çünkü biz hiçbir yere gitmiyoruz!